İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimlerine ilişkin "Tek ve temel hedefimiz hem kampanya süreçlerinin güvenliğini hem de seçmen iradesinin sandığa sağlıklı ve özgürce yansımasını temin edebilmektir." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu "Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı” için geldiği Erzurum’da ilk olarak Güzelova Mahallesi’nde Tenzile Erdoğan Yatılı Kız Kur’an Kursu’nun açılış törenine katıldı. Bakan soylu ve beraberindeki heyet ardından Palandöken’de bir otelde düzenlenen "Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı”na geçti.
Erzurum Valisi Okay Memiş, toplantıda yaptığı konuşmada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ’ya yapılan çalışmalarla ilgili genel bir bilgi verdi.
Konuşmasına "Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı” için Erzurum’a gelen Bakan Soylu ve diğer katılımcıları kentte ağırlamaktan duyduğu memnuniyetini dile getirerek başlayan Vali Memiş, Erzurum’un stratejik konuma sahip bir il olduğunu söyledi.
Vali Memiş, şu ifadeleri kullandı:
“Erzurum adeta Anadolu’nun kilidi ve yaklaşık 2000 yıllık Türk yurdu. İlimize bağlı 20 ilçemiz ve 1200 köyümüzle toplamda yaklaşık 800.000 nüfusa hizmet veriyoruz. Sayın bakanım özellikle hakikaten coğrafi alan olarak da Türkiye’nin 4. büyük iliyiz. Kuzey ilçelerimiz Doğu Karadeniz sınırları içerisinde yer almakta ve coğrafi koşulları imkânları ve karakteristik özellikleri olarak Doğu Karadeniz özelliği taşıyor. Güney ilçelerimizde ise biraz daha Doğu Anadolu’nun karakteristik özellikleri mevcut ve tabi bu ilimizde yaşayan vatandaşlarımızın genel yapısına uygun olarak da hem valiliğimiz hem de bize bağlı ekipler ve diğer birimlerimizle de vatandaşlarımıza hizmet etmeye gayret ediyoruz.”
Terörle ve uyuşturucu ile mücadele konusunda da çalışmalarının aralıksız sürdüğünü belirten Vali Memiş, “Terörle mücadelede konusunda jandarma ve emniyet ekiplerimiz istihbarat teşkilatımızla birlikte sürekli arazideyiz. Hemen hemen her hafta bütün bu sorumlu birimlerimiz kritik olan bölgelerimizde. Yine önemli görev alanımız olan ve sizin çok önemsediğiniz uyuşturucu ile mücadelede konusunda ekiplerimiz ve bütün birimlerimiz teyakkuz halinde. Özellikle son aylarda ciddi oranda uyuşturucu madde yakalandı. Sayın Bakanım sizlerin de çok önemsediği güvenlik konusunda da çok özel çalışmalarımız var. Yol kontrolleri açısından ilimizde bütün stratejik noktalarda 24 saat esasına göre kontroller yapılmakta, eş zamanlı olarak da şok uygulama diye sizlerin de özellikle vurguladığı o uygulamaları da yapmaktayız. Motivasyonumuzu Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle terörle mücadeledeki kararlılığından ve sizin bu konudaki somut emeğinizden aldığımızı özellikle ifade etmek isterim. Bakanlığımız başta zat-ı aliniz olmak üzere jandarma genel komutanlığımız, emniyet genel müdürlüğümüz, bakan yardımcılarımız ve bütün birimlerimizle her zaman yanımızdasınız. Pusudaki jandarmamızdan nöbetteki polisimize kadar arkadaşlarımız devlet büyüklerimizin bu motivasyonu ve morali sayesinde olumlu yönde etkilenmekte ve bu motivasyonla görevlerine devam etmektedirler. Bugünkü toplantıda da seçim güvenliği ile ilgili olarak hem bizim hem de bütün katılımcı idareler gereken düzenlemeleri yapacaklar. Bölge toplantılarımızın stratejik bir önemi de sayın bakanım bir ilde yapılan olumlu uygulama terörle mücadele açısından olsun asayişle ilgili konularda olsun uyuşturucuyla mücadelede olsun diğer illeri de çok olumlu yönde etkiliyor. Bu tip koordinasyonların da çok önemli ve faydalı olduğunu tekrardan ifade ediyorum. Başta zat-ı aliniz ve saygıdeğer bakanlık heyetini saygıyla selamlıyorum ve toplantının hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da 31 Mart 2019'da gerçekleştirilecek yerel seçimlerin, huzur ve güven içinde geçmesine yönelik alınacak önlemleri değerlendirmek üzere Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Erhan Gülveren'in yanı sıra 8 ilin valileri, il emniyet müdürleri ve il jandarma komutanlarıyla bir araya geldiklerini belirtti.
Her seçim öncesinde alınması gereken tedbirleri değerlendirmek amacıyla bir dizi toplantı gerçekleştirdiklerini anlatan Bakan Soylu, "Bu yıl da önümüzdeki 31 Mart Yerel Seçimleri dolayısıyla bunu tekrarlıyoruz. Bu doğrultudaki ilk toplantımızı bu sabah Mardin'de 13 ilin katılımıyla gerçekleştirdik." diye konuştu.
Milli Mücadelenin en önemli adımlarından birinin atıldığı Erzurum'da, Ağrı, Ardahan, Erzincan, Hakkari, Iğdır, Kars ve Van'ın valileri, il jandarma komutanları ve il emniyet müdürlerinin katılımıyla ikinci toplantılarını yaptıklarını aktaran Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Burada miting ve propaganda güvenliği, seçim sandığı ve oy kullanılacak mekânların güvenliği, sayım güvenliği ve sonuçların açıklanmasından sonra oluşabilecek herhangi bir taşkınlığa meydan vermemek için alacağımız güvenlik önlemleri, ayrıca kampanya ve oy verme günü çeşitli mecralardan yayılmak istenebilecek ve toplumda infiale sebep olabilecek maksatlı yayın ve paylaşımlara karşı alınacak önlemleri de inşallah ele almış olacağız."
"Seçimin şenlik havasında geçeceği ortamı oluşturmaya gayret edeceğiz"
Seçim güvenliğine vurgu yapan Bakan Soylu, "Sabahki toplantı öncesinde de ifade ettim. Tek ve temel hedefimiz hem kampanya süreçlerinin güvenliğini hem de seçmen iradesinin sandığa sağlıklı ve özgürce yansımasını temin edebilmektir. Hem bakanlık olarak hem de aziz milletimizin çok yüksek bir demokrasi ve seçim pratiği mevcuttur. İnşallah bunu çok daha yukarılara taşıdığımız bir seçimin şenlik havasında geçeceği ortamı oluşturmaya gayret edeceğiz." ifadesini kullandı.
"Son 5-6 yılda Türkiye olarak istikrarımıza yönelik çok önemli tehdit ve ataklara maruz kaldık." diyen Bakan Soylu, özellikle 7 Haziran seçimleri sonrası yaşanan terör hadiselerinin, Suriye kaynaklı göçün, 15 Temmuz darbe girişiminin ve güney sınırının hemen yanı başında yaşanan karışıklıkların, bu dönemin temel tehdit parametreleri olduğuna dikkati çekti.
Bu anlamda bazılarının küresel bazda da yansımaları olan pek çok gelişme yaşandığını belirten Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"DEAŞ'ın ilerlemesi, buna dayalı olarak Orta Doğu'da koalisyon güçlerinin ve ABD'nin PKK/YPG ile iş birliği içinde hareket etmesi, Avrupa'da patlayan bombalar, keza son dönemde Avrupa'da yaşanan kitlesel hareketler, iç karışıklıklar ve göç konusunda aldıkları pozisyon, 21. yüzyılın kendine has kodlarını oluşturdu. Bütün bunların, Türkiye'nin siyasal, güvenlik ve ekonomik istikrarına risk yansımaları oldu. Burada bizim açımızdan önemli bir başarı hikayesi olan nokta şudur ki Türkiye, tüm bu süreçleri demokrasiden ve sandıktan güç alarak yönetmiştir ve hatta bu sürecin içinde, önemli bir dönüşümü de yine demokrasiden ve sandıktan güç alarak gerçekleştirebilmiştir."
"Seçimleri hukuk içerisinde ve dünya ortalamasının üstünde katılımla gerçekleştirdik"
Bakan Soylu, yurtta son 5 yılda 6 seçim yaşandığını aktararak, "İçeride ve küresel planda saydığım tüm bu olumsuz süreçlere rağmen böyle bir seçim rallisinin nasıl güvenle, hukuk içerisinde ve dünya ortalamasının üstünde yüksek bir katılımla gerçekleştirilebileceğini bütün dünyaya bir ders niteliğinde gösterdik ve biz bunu esasen yeni değil, on yıllardır yapıyoruz." diye konuştu.
Vatandaşlara da seslenen Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tüm vatandaşlarım şunu mutlaka akıl defterlerinin bir kenarına not etmelidir. Türkiye, seçim yapma ve seçim güvenliği konusunda dünyada önde gelen ülkelerden biridir ve hatta başlarındadır. Seçime katılım oranlarımız, vatandaşımızın seçim kültürü, oy hakkına sahip çıkma noktasındaki iradesi, öteden beri batılı ülkelerden yüksektir. Türkiye'de her seçim vatandaşlarımız tarafından ciddiyetle ele alınır, mesajları, süreçleri ve sonuçları da aynı ciddiyetle takip edilir. İşte bu sebeple bu ülke seçimi her zaman bir çıkış, siyasete bir nefes aldırma ve güç verme aracı olarak görmüştür."
"Türkiye seçim ile istikrarına yönelen tehditleri bertaraf etmiştir"
Bakan Soylu, seçimin siyaset sahasındaki bütün boşlukları doldurup siyaseti ve istikrarı tahkim ettiğini anlatarak, "Bu itibarla Türkiye, bu aracı özellikle son 5-6 yıllık kritik süreçte güçlü bir liderlikle gayet yerinde kullanmış ve aziz milletimizin ferasetiyle istikrarına yönelen tehditleri bu anlamda bertaraf etmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Soylu, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin, siyasetin doğal takvimi içerisinde gerçekleşeceğini belirtti. Seçimin önemine ve farklılığına da dikkati çeken Soylu, Türkiye'nin önemli dönüşümler ve kritik süreçler yaşadığı birkaç seçimin hemen sonrasına gelen bu seçimden sonra 4,5 yıl daha seçim olmayacağını kaydetti.
İçişleri Bakanı Soylu, şunları söyledi:
"Bu seçim, istikrarı, kardeşliği, siyasal istikrarı tahkim eden ve perçinleyen bir seçim olacaktır. İçişleri Bakanlığı olarak bizim buradaki sorumluluğumuz açıktır. Kanunla belirlenmiş yetki ve sorumluluklar çerçevesinde her türlü şaibeden uzak, güvenliğin, oy kullanma hakkının, propaganda hürriyetinin tam olarak tesis edildiği, seçim sonuçlarının sağlıklı ve hızlı şekilde alındığı, millet iradesinin sandıkta tam olarak tecelli ettiği bir seçim ortamını temin etmek, bu sorumluluğun herhalde en net tarifidir.
Hemen her seçimde, aklı başında anketlerle seçim sonuçlarının neredeyse örtüşmesine rağmen, seçimler daha gerçekleşmeden bir manipülasyon çabası, çeşitli bahanelerle seçimlere şaibe karıştığı iddialarının, artık neredeyse her kesimi irite eden hal aldığını aktaran Bakan Soylu, "En son 24 Haziran seçimlerinde aynı iradeyi ortaya koyanlar, şaibe iddialarıyla insanları seçim akşamı tahrik etmeye çalışanlar, seçim sonuçlarının netliği karşısında yaptıkları tezviratın temelsiz ve yanlış olduğunu kendileri itiraf etmek durumunda kalmışlardır." diye konuştu.
Bakan Soylu, "Türkiye'de ne Suriyelilerin oy kullanması ne adres kayıtlarındaki herhangi bir eksiklik veya hata, seçimin sonuçları üzerinde tesir edebilecek bir etkiye sahip değildir." ifadesini kullanarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü seçimle ilgili bütün hukuki süreçler ve kurumlar çalışmaktadır, aktiftir. Bütün itiraz ve düzeltme mekanizmaları çalışmaktadır. Söz gelimi seçmen listelerine, adres bilgilerine ilişkin tespit edilen bir sorun varsa, partiler tarafından bu itirazlar, resmi yollarla zaten seçim kurullarına yapılmakta ve bunlar karara bağlanmaktadır. Bu hukuk yolu açıktır ve işletilmektedir. İncelenip karara bağlanmış ve düzeltilmiş olanlar var, halen incelemesi sürenler var."
Bu aksaklıkların çeşitli sebepleri olabileceğini ifade eden Bakan Soylu, şunları söyledi:
"Art niyet taşıyanlar da olabilir ama önemli olan bunların tespit edilip düzeltilmesini temin eden bir mekanizmanın varlığı ve bunun işliyor olmasıdır. Keza Sayın Cumhurbaşkanımız da geçtiğimiz günlerde, herkesin kendi yaşadığı yerde oy kullanması, farklı davranışlar ve arayışlar içine girmemesi gerektiğini, bunu tasvip etmediklerini, hatta bundan şikayetçi olduklarını ifade ettiler. Dolayısıyla bunu seçime gölge düşürecek bir gündem maddesi haline getirmeye çalışmanın, iyi niyetle izah edilebilir bir tarafı yoktur. Bu tür tezviratlar, birilerinin seçim sonuçları üzerinde kendilerine ait korunaklı bir alan oluşturmaya, muhtemel başarısızlığa bir kılıf uydurmaya çalışması haline dönüşmektedir."
"Seçimi küçük hesaplarla tarif etmeye çalışmak akla ve vicdana uygun değildir"
"Yurt dışı oylarıyla birlikte 59 milyonun, geçen seçimde yapılan böyle küçük hesaplarla tarif edilmeye çalışmak akla ve vicdana uygun değildir." diyen Bakan Soylu, tek gayelerinin herkesin kanun ve kurallar çerçevesinde oyunu kullanabilmesi ve demokrasiye güç vermesi olduğunu kaydetti.
Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Bu noktadan hareketle, İçişleri Bakanlığı olarak adres bilgilerinde eksiklik olduğunu tespit ettiğimiz 363 bin 555 vatandaşımıza çağrıda bulunduk, sms’le bildirim yaptık. 64 bin 348 vatandaşımız başvuruda bulundu ve bu sayede bilgilerini güncelleyerek oy kullanmalarının önündeki engeli kaldırmış olduk. Dolayısıyla burada suçlayıcı ve manüpile edici bir yaklaşım yerine, hataları düzeltmeye dönük ama seçimin itibarını önceleyen bir yaklaşım sergilemenin daha doğru olduğunu ifade etmek isterim."
Türkiye'deki Suriyelilere de değinen Bakan Soylu, "Türkiye'de vatandaşlık almış, oy hakkı olan Suriyeli sayısı 79 bin 820 kişidir. Bunların içinden reşit olmayanları çıkardığımızda önümüzdeki seçimde oy kullanabilecek olanların sayısı 53 bin 99’dur. Yani sokakta gördüğünüz her Suriyeli oy kullanıyor değildir. Keza bu 53 bin kişinin içinde 2011 öncesinde vatandaşlık hakkını elde etmiş olanlar, evlendiği için eş durumundan vatandaşlık hakkını elde etmiş olanlar da dahildir. Bir yanda yurt içi ve yurt dışı toplam seçmen sayısı olan yaklaşık 59 milyon kişi, öte yanda vatandaşlık hakkı almış ve oy kullanma yaşında olan 53 bin 99 kişi. Bu karşılaştırma üzerinden seçimi gölgelemeye çalışmak, bir demokrasi ayıbıdır, bir siyaset ayıbıdır ve bir acizlik göstergesidir." dedi.
"Seçimin bayram havasında geçmesi için tüm hazırlıklarımız tamdır"
Bakan Soylu, Türkiye'nin çok büyük bir seçim tecrübesi ve demokratik olgunlukla seçime gideceğini anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Milli Mücadele günlerinde dahi seçim pratiği olan aziz milletimiz, karşılaştığı her zorluğu reyinin gücü ile aşmasını bilmiştir. Hatta bunun belki de en önemli şahidi, Erzurum Kongresi'nin yapıldığı bu güzel şehirdir. Bu önemli bir toplumsal meziyettir ve her türlü takdiri hak etmektedir. İçişleri Bakanlığı olarak seçim güvenliği ile ilgili yasaların verdiği yetki ve görevler çerçevesinde sorumluluklarımızı yerine getirme noktasında kararlıyız. Kapasite, bilgi ve tecrübemiz de en üst seviyededir. Vatandaşlarımızın bu seçimi bir demokrasi bayramı havasında geçirmesini temin etmek için tüm hazırlıklarımızın tam olduğunu, herkesin bu noktada müsterih olması gerektiğini ifade etmek istiyorum."
Bakan Soylu, son seçimde taşınan sandıklara ilişkin de şunları aktardı:
"Toplam 23 ilde teklif edilen seçim bölgesi 1772, kabul edilen seçim bölgesi 1201, red edilen seçim bölge 571, kabul edilen sandık bölgelerindeki seçmen sayısı 245 bin 788, reddedilen seçim bölgelerindeki seçmen sayısı 64 bin 650'dir. Yani bizim buradaki arkadaşlarımızın ortaya koyduğu taleplerin buradaki oran çerçevesinde bir şekilde neticelendirildiği, yani yüzde 68'in kabul edildiği, yüzde 42'sinin de seçim kurullarınca reddedildiği bir tabloyu sizlere arz etmek isterim."